Seyyid Mansur Baba Hazretleri:
Seyyid Mansur Baba Hazretleri, Hz. Hüseyin (r.a ) ın soyundan gelmekte olup, Kazakistan’ın Türkistan şehrinde (Otrar’da) türbesi bulunan büyük evliyalardan Seyyid Aslan Baba Hazretlerinin oğludur.
Seyyid Aslan Baba Hazretleri , Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerinin şeyhi, mürşidi ve ilk hocasıdır. Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri yedi yaşında Seyyid Aslan Baba Hazretlerinin talebesi olmuş, ondan feyz almış Manevi olarak yetişmiş ve yücelmiştir.
Seyyid Aslan Baba Hazretlerinin , ölümünden önce küçük yaştaki oğlu Seyyid Mansur Baba Hazretlerini, Hoca Ahmet Yesevi Hazretlerine emanet eder, onu yetiştirmesini ister.
Hoca Ahmet Yesevi Hazretleri , Piri ve Şeyhi Seyyid Aslan Baba Hazretlerinin kendisine emanet ettiği oğlu Seyyid Mansur Baba Hazretlerini yetiştirip kemale erdirdikten sonra, kendine, baş halife tayin ederek halkı aydınlatmak üzere on iki Türkmen aşiretiyle birlikte Anadolu’ya göndermiştir.
Seyyid Mansur Baba Hazretleri , ömrünün sonuna kadar Anadolu insanını irşad edip, İslam ahlakını öğretmek, manevi olarak yücelmelerini sağlamak, hafızlar, âlimler, dervişler yetiştirmek, Müslümanların Anadolu da zaferler kazanmasında manevi alt yapıyı oluşturmak için gayret ve himmet etmiştir.
Miladi 1198 yılında Harput’ta vefat etmiştir. Artukoğullarınca yapılan türbesi 1234 yılında Anadolu Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından şehrin zaptı sırasında tahrip olmuştur.
1518 yılında var olan Seyyid Mansur Baba Hazretlerine ait mescit türbe ve zaviye sonradan çeşitli sebeplerle yıkılıp yeri arsa şeklinde kalmıştır.Seyyid Mansur Baba Hazretlerinin yerinin keşfi şöyle olmuştur:
Bitişik evlerden birinde oturan Şahande Hanım rüyasında ak sakallı, nurani çehreli bir zatı görür. O zat “Üstüme pis su döküyorsunuz, ya dökmeyin ya da yerimi değiştirin,” diye ihtar eder, Üçüncü defasında kadının “Ben fakir bir kadınım bu işi nasıl yapabilirim?” demesi üzerine o nurani zat “Öyleyse git Beyzade Hz. lerine haber ver,” diyerek kaybolur.
Şahande hanım, sabah erkenden Beyzade Hz.lerinin konağına gider gördüğü rüyaları anlatır. Beyzade Hz. hemen müftüye ve evkaf dairesine haber gönderir. Müftü evkaf dairesinden bir heyetle ve diğer zevatla birlikte Şahande Hanımın gösterdiği yeri kazdırır. Büyük bir lahit, bir bayan ve ikide çocuk mezarı çıkar. Erkeğin mezarı açılınca asırlarca önce gömülmüş olan bu zatın sanki dün ölmüş gibi hiçbir tarafının çürümediği ve mezar taşında ise isminin BABA MANSUR olduğu görülmüştür.
Durum derhal bir telgrafla meşihata ( Şeyhül İslam ) bildirilmiş. Masrafı Cib-i Hümayundan verilmek suretiyle türbe ve yanına bir zaviye yapılması kararlaştırılmıştır.
Seneler sonra, bu da yıpranınca 1960 lı yıllarda Elazığ’lı Kültür Bakanı Nurettin ARDIÇOĞLU tarafından yeniden yaptırılan bu türbe, sekizgen planlı “ iç kısmı orijinal şeklini korumaktadır” Kubbeli-demir kapılı, kesme taştan yapılan türbenin üst örtü sistemi sonradan yapılmıştır.
İki katlı binanın üst katında namaz kılınıp, zikir çekilmektedir. Türbe olan kısmında ise Seyyid Mansur Baba Hazretleri , hanımı ve iki çocuğu medfun bulunmaktadır.
Osmanlı kayıtlarına göre, Seyyid Mansur Baba Hazretlerinin Malatya’ya yerleşen evlatları Zaviye Mahallesi, Mansur sokakta Memlüklü döneminin başlarında yapıldığı tahmin edilen büyük bir Zaviye (tekke) açmışlar ve de Kübra Zaviyesi Vakfını kurmuşlardır. Yine Osmanlı kayıtlarında Kübra Zaviyesi Vakfı adına onlarca köy ve arazilerin bulunduğu bildirilmektedir.
1925 yılında Tekke ve Zaviyelerin yasaklanması kanunundan sonra Zaviye yıkılmış ve vakfın bütün mallarına el konulmuştur.
Halen Malatya’da Zaviye Mahallesi, Mansur Sokakta oturan 85 yaşındaki, torunu Seyyid M. Avni Avnullah Özmansur, küçük yaşlardan beri dedesinden, birçok büyük zatlardan feyz almış ve aynı yerde büyük bir tekke yaptırmış; Burada altı Tarik üzere zikirler ve sohbetler devam etmektedir. Ayrıca başta büyük oğlu “Seyyid Mustafa Özmansur” olmak üzere Türkiye’nin birçok yerinde vekilleri, talebeleri ve dergâhları mevcuttur. Seyyid M. Avni Avnullah Özmansur’un Fıkıh ve Tasavvuf üzerine yazdığı binlerce sayfa tutan kitapları Türkiye’nin her tarafına ücretsiz olarak dağıtılmıştır ve halen dağıtılmaktadır.